Sizden Gelen Tarifler
Siz de kendi tariflerinizi gönderin, isminiz ile birlikte sitemizde yayınlayalım.
Her mevsim geçişinde , özellikle de sonbahardan kış’ a geçerken havanın birden bire soğumasına bağlı olarak bağışıklık sistemimiz zayıflar. Hastalıklara açık hale gelen bedenimizi de beslenmemizi düzenleyerek koruyabiliriz.
Özellikle kış başlarken , içimizi ısıtan dediğimiz, yani iç organlarımızın ısısını arttıracak besinlere günlük rutinimiz de yer vermeliyiz.
Örneğin ; içerdiği kapsaisin isimli pigment sayesinde kırmızı pul biber , zencefil , demir mineralini en çok içeren kırmızı et, kurubaklagiller, koyu yeşil yapraklı sebzeler, acı biber turşusu, çorbalardan özellikle sebze, tarhana ve kestane, zeytinyağı, zeytin, avokado, biber salçası .
Özellikle her gün 1 fincan yeşil çay tüketmek ise metabolik hızı %1-2 kadar arttıracağı için üşümemizi önler ve bağışıklığı güçlendirmeye yardımcı olur.
Ben yeşil çay sevmeyenlere beyaz çay denemelerini öneriyorum. Çünkü beyaz çay biraz daha yumuşak içimlidir. Elimizde vücut ısısını artıran bağışıklığı güçlendiren ; karahindiba , papatya ,matcha , ginseng ,zencefil , okaliptüs , nane ve ekinezya çayları gibi güzel alternatifler de bulunmaktadır.
Tam şu anda narenciye dönemi başlıyor. Size tavsiyem mandalina, limon, portakal ve greyfurt’ u suyunu sıkarak tüketmeniz. Hatta bu karışımın içine çok güçlü antioksidan olan narı da ekleyerek bağışıklığınızı maksimum seviyeye çıkartabilirsiniz. Greyfurt’ u kolesterol ilacı kullanan kişilerin hekimlerinin onayı ile tüketmeleri gerekir. Lütfen 200 ml lik bir bardaktan fazla da meyve suyu tüketmeyiniz. Biliyorsunuz her şeyin azı karar, çoğu zarar.
Bağışıklık sistemini yemekleri ve salataları hazırlarken, hatta süt veya yoğurtların içine bile baharat ilave ederek güçlendirebiliriz. Zerdeçal, zencefil, biberiye, fesleğen, kimyon, safran, kırmızı biber, karabiber, çörekotu ve tarçın aslında evimizin mutfağında sıkça yer alır. Bu baharatları bilinçli ve düzenli olarak kullanmak bizi hastalıklardan korur.
Tarçın kan şekeri dengesini koruduğu için özellikle biz kadınların çok tercih ettiği bir besindir. Ancak reaktif hipoglisemisi olan kişiler dikkatli kullanmalıdır. Çünkü aniden düşen kan şekeri seviyesinde tarçın da ilave olarak kullanıldıysa kişi zor anlar yaşayabilir. Kan sulandırıcı ilaç kullanan kişiler de hem tarçın kullanım miktarına, hem de hangi tarçını kullandıklarına çok dikkat etmelidir. Nedeni ise , bazı tarçın türlerinde kanı sulandıran kumadin içeriğinin çok yüksek olmasıdır. Tüm dünyada şu anda en kaliteli ve kumadin içeriği en düşük olan tarçın Seylan tarçınıdır.
2018 yılında ilaç gibi besinler kategorisinde soğan ve sarımsak tahmin edeceğiniz üzere yine başlarda yer almıştır. Öneri ise her gün 1 soğan ve 2 diş sarımsak tüketmektir.
Besinlere renk veren fito kimyasallar bizleri hastalıklara karşı korur. Hatta hastalıklardan korunmak için besinleri renklerine göre de seçebilirsiniz.
Mavi-mor-siyah renk ; en güçlü antioksidandır, yaşlanmayı geciktirir, bilişsel kapasiteyi arttırır ve yaşlanmaya bağlı hafıza kayıplarını önlemeye de yardımcıdır.
Sarı-turuncu renk ; gözlere, cilde iyi gelir, bağışıklık sistemini güçlendirir, özellikle de akciğer, yemek borusu ve mide kanseri riskini azaltmaya yardımcıdır
Kımızı renk ; kalp sağlığını korur, özellikle de prostat kanserini önlemeye yardımcıdır
Yeşil renk ; vücutta detoks etkisi yaratır, kansere karşı kalkan görevi yapar, özellikle maküla dejenerasyonunu engellemeye yardımcıdır
Beyaz renk ; bağışıklığı güçlendirir, inflamasyonu önler ve beyni korur
Her daim gökkuşağı gibi renkli tabaklar hazırlayarak hem bedeninizi, hem de ruhunuzu besleyebilirsiniz.
Sağlıklı ve fit kalın...
Yine yeni bir Ramazan ayı içinde olmanın huzuruyla, mutluluklar ve sağlıklar dileyerek başlıyorum yazıma, tabii sağlık derken de; iftar ve sahur sofralarında her zaman önem verdiğimiz lezzetle birlikte, sağlığa da önem vermemiz gerektiğini vurgulamak isterim. Ramazan süresince, sık sık öğün yediğimizi ve bu iki öğün arası yani iftarla sahur arasını ise bir sinemanın devre arası gibi ; kola, gazoz, patlamış mısır gibi, abur cuburlar ile doldurmamamız gerektiğini ben değil, bütün sağlık camiası söylüyor ve bildiriyor.
Günümüzde büyük ve kalabalık şehirlerde yaşayan insanlar buldukları her fırsatta yaşadıkları yerlerden fazla uzaklaşmadan keyifli vakit geçirebilecekleri,geniş,ferah,hijyenik ve lezzetli menülere sahip mekanlar arıyor. 3 katının her birinde ayrı konseptiyle gelen misafirlerine hizmet veriyor.
Yeni mekân keşfetmek ve güzel lezzetler için öneri isteyenlere komşumuzdan bir öneri ile yazıma başlamak istedim.Yunanistan'ın Symi adasındaki Manos Restoran'da tattığım lezzetlerden ve mekândan bahsedeyim.Deniz kenarındaki bu mekân çok şeker ve sevimli, personel ilgili ve güleryüzlü. Ben öğlen saatlerinde gittiğim için rahatça yer bulabildim. Akşam saatleri yoğun oluyor ve rezervasyonsuz almıyorlar. Gelelim tattığım şahane lezzetlere...
Meyhaneye yanında dostların varsa bir başka gidersin. Zira rakı yalnız içilmez. Uzun sohbetlerin, dertleşmelerin, keyiflenmelerin yeridir meyhane. Rakının en büyük mezesi muhabbettir, içtikçe insan keyiflenir ve güzel sohbetlere yönelir yani hem anlatır hem dinler.