Sizden Gelen Tarifler
Siz de kendi tariflerinizi gönderin, isminiz ile birlikte sitemizde yayınlayalım.
Herkeste bir Osmanlı Mutfağı merakı, herkeste bir Osmanlı yemekleri sevdası, nedir bu nereden geliyor anlamıyorum,. Sokakları dolaşırken, her üç veya beş lokantadan birisi olmuş Osmanlı lokantası.
Osmanlı et döner, Osmanlı kasap köfte, Tarihi Osmanlı lokantası ya da Osmanlı pidecisi,yemeklerin isimlerine gelince; hemen devrik hale getirip sunuyorlar Osmanlı diyerek. Mesela Talaş Böreği olmuş Böreğ-i Talaş yada Kebab-ı Adana Tarihi Osmanlı kebapçısının mönüsünden bir nesne. Bazen tebessüm ediyorum, bazen gülüyorum, bazen gerçekten sinirleniyorum. Maalesef gelip geçemiyorum. Talaş kebabı o zamanın saray yemeklerinden, adı da Nemse Böreği, Nemse ise günümüz Avusturyasının Osmanlı dilindeki adı. Nedense Hollandanın adının Felemenk olduğu hatırlanır ama?,? ?Avusturyanın adının Nemse olduğu pek bilinmez, Osmanlı dilindeki kullanılış şekl?i? pek hatırlanmaz. Tıpkı Dolma gibi, Dolma Osmanlı saray mutfağının kadim yemeklerinden bir çeşidin ana başlığı, Tıpkı bastılar, kapamalar, sarmalar ve kebaplar gibi ayrıca bir de dolmalar faslı var.
Osmanlı Saray Mutfağı üzerine çalışanlar bilirler bu fasılları ama bu yazıyı okurken konuya pek vakıf olmayan yeni yetme şeflerimiz; özellikle kulaktan dolma bilgilerle trend diye Osmanlı mutfağnı anlatmaya ve kendilerince uygulamaya çalışanlar, öncelikle Osmanlı mutfağı diye bir mutfak olmadığını bilmiyorlar. Kastetmek istedikleri Osmanlı Saray mutfağı ise onuda tarif etmekte zorlanıyorlar. Osmanlı devrinde bir Saray mutfağı vardı, genelde en iyiler,en yeniler, en güzeller Yüce Hünkar için yapılırdı. Meşhur olan Afyon kaymağının bile merkezi İstanbuldu ve Saray için Eyüp semtinde imal edilmeye başlanmıştı. Namı çok daha sonra hayvancılığı gelişen toprakları besiciliğe elverişli, manda yetiştirmeye uygun arazisi bol Afyon'a devir olana kadar meşhur Eyüp kaymağı idi, öncelikle sadece saray için yapılırken daha sonraları emekli saray erkanı, hizmetlileri ve kalfaları tarafından halk da tanımaya başladı ve tutuldu. Dolma diye başladık detaylardan bir türlü dolmaya gelemedik, ama sarayın bu kadim lezzeti de günümüzde ad değiştirmeye yüz tuttu, bir şehir efsanesi aldı başını yürüyor, Osmanlı Saray mutfağının meşhur; kavun dolması, ayva dolması, laha?n?a dolması veya yaprak dolması gibi lezzetleri de,? yok efendim kavunun içi dolarmış, kabağın içi dolarmış ama lahana veya yaprak sarılırmış. Efendim tıpkı ayvada veya kabakta olduğu gibi lahana da da asmada da pazıda da yaprağın içi doldurulur, sarılarak tamamlanması adını sarma yapmaz. Sarma bağırsak ile, kuzu gömlek ile yada et dövülüp inceltilerek yapılır, birde salma vardır o ayrı bir bahis; amma yaprak dolma, lahana dolma, pazı dolma yada fındık yaprağına veya körpe atkestanesi yapragına yapılan dolmaların hem zeytinyağlısı hem etlisi nefis olur, Kavun dolması, Ayva dolması maalesef unutulan lezzetler listesine girmeye aday, midye dolma o asil lezzet sokaklara düştü, yeni nesil bayılıyor, midyeli pirinç lapası yemeye, dalak dolması Türk Ermenilerinin o kadim lezzeti hemen hemen kalmadı desem yeridir. Ege sahillerinin o meşhur Ekmek Dolması için gerekli ekmeği çıkaran fırın sayısı bile parmakla sayılacak kadar azaldı. Ekmek dolmasını yapan veya bilen aile sayısı bir avuç kadar, tıpkı Uskumru dolmasını bilenler gibi. Dolmaya sarma dememeniz dileklerimle...
Alaçatı denilen yer İzmir’in Çeşme ilçesine bağlı küçük bir Ege köyü. Rüzgarı bol olduğundan ilk sörfçüler keşfetmiş burayı. Ama bir süre sonra popilasyonu zirve yapınca turizmin ana gelir olduğu bir yere dönüşmüş. Gerçekten halk da durumu iyi kullanmış, evler, butik oteller, sokaklar, dükkanlar, meyhaneler vs doğal dokuyu bozmadan tatilcilerin hizmetine sunulmuş.
Merhabalar sevgili lezzet dostları. Sizlere İzmir'de yeni açılan bir mekandan bahsetmek istiyorum. Doğal Yaşam Et Balık Restoran Sasalı Kent Ormanı karşısında, İzmir’ de her yaştan ve her kesimden insanın, özellikle çocuklu ailelerin ve de şehrin kalabalığından bıkmış sakinlik arayanların kaliteli zaman geçirebileceğiniz bir yer, Doğayla iç içe, kocaman bir alan üzerine kurulu, çocuk oyun parkları, çocuklar için at binme alanı, açık- kapalı oturma düzenleri ve bir konser sahnesine sahip.
Yemek yemeyi karın doyurmaktan çok keyif olarak gören biriyim. Bu sebeple aslında alışveriş merkezlerinde hızlıca ve ayaküstü yenen yemekler tercihim değildir. Ancak Mavi bahçe alışveriş merkezinde bulunan The House Cafe Mavi bahçe bu önyargımı yıkan bir yer.
Günümüzde büyük ve kalabalık şehirlerde yaşayan insanlar buldukları her fırsatta yaşadıkları yerlerden fazla uzaklaşmadan keyifli vakit geçirebilecekleri,geniş,ferah,hijyenik ve lezzetli menülere sahip mekanlar arıyor. 3 katının her birinde ayrı konseptiyle gelen misafirlerine hizmet veriyor.
Yeni mekân keşfetmek ve güzel lezzetler için öneri isteyenlere komşumuzdan bir öneri ile yazıma başlamak istedim.Yunanistan'ın Symi adasındaki Manos Restoran'da tattığım lezzetlerden ve mekândan bahsedeyim.Deniz kenarındaki bu mekân çok şeker ve sevimli, personel ilgili ve güleryüzlü. Ben öğlen saatlerinde gittiğim için rahatça yer bulabildim. Akşam saatleri yoğun oluyor ve rezervasyonsuz almıyorlar. Gelelim tattığım şahane lezzetlere...
Alanya mutfağında davet sofralarının baş tacı yemeklerimizden biri ile başlayalım. Laba koyun keçi gibi küçük baş hayvanların kaburga kemikleri ile leğen kemikleri arasında sağlı, sollu bölge ile omurga kemikleri ile sınırlı olan boşluk alandır. Alanya da yerel ölçekte mevcut kasaplarımız sipariş üzerine Laba yı hazırlar ve teslim eder. Bir labalık hazırlayıver diyerek başlayan serüven aynı sofrada lezzetli bir şölene dönüşür.