Sizden Gelen Tarifler
Siz de kendi tariflerinizi gönderin, isminiz ile birlikte sitemizde yayınlayalım.
Bu ay sizleri, Ayvalık Cunda’da huzur dolu bir mekana götüreceğim. Mekanın adı Ege Bahçesi. Cunda seyahatim esnasında, hoş bir tesadüf eseri rastladığım bir yer. Tamamen sağlıklı yaşama ve tüketime adanmış bir mekan. Ama, bu huzur dolu mekandan önce, annelerimizin, anneannelerimizin evde kendi elleriyle yaptıkları, sağlık dolu ürünlerden bahsetmek istiyorum.
Eminim, sizlerinde çocukluğunuzun, bir sabahında bile olsa, tazecik ekmeğin üzerine, ev yapımı salça sürüp yemişliğiniz vardır. O bir dilim ekmek, bir ziyafet sofrasından aldığınız hazdan çok daha fazlasını verir bazen. Ve hep en çok özlenen çocukluk lezzetlerinden biridir. Çileğiyle, vişnesiyle, portakalıyla damakların vazgeçilmez tadı reçellerde ev yapımı ürünler listesinin başında geliyor, tıpkı salça gibi. Peki neden bizler, bu ürünleri hazır almak yerine, evde yapmalıyız? İşte bu konuya değinmek istedim aslında.
Doğru beslenme alışkanlıklarımızdan biri olan, ev yapımı ürünler, taze ve katkısız olduklarından, çok daha gönül rahatlığı ile tüketim sağlıyor herşeyden önce. Düşünün, marketten aldığınız salça ile ev hatta el yapımı salçanın aynı olması mümkün mü? Elbette değil. Ya da evde hazırladığınız çilek reçelinin, kuruttuğunuz tarhananın kokusu dışarıdan aldıklarınızla aynı mı? Evde, elle yapılan herşey sağlıklı ve lezzetlidir.
İşte tam da bu düşünce ile yola çıkmış Ege Bahçesi’nin sevgili sahipleri Erol ve Hande Çetinkaya çifti. Bir Ege yolculuğu hikayesi şöyle başlamış. ‘Hayatımız büyük şehirlerde geçmişti.’ diye başlıyorlar cümleye. Trafik, stres, telaş, sağlıksız yaşam kelimlerinin içinde olduğu cümlerle devam ediyor. Hepimizin ortak kelimeleleri bunlar aslında. Ama onlar, beden ve ruh sağlıklarına zarar vermek istemedikleri, en çokta çocukları için, cesaretle büyük bir adım atmışlar ve “huzurla yaşayabileceğimiz bir yerde aşkla yapacağımız bir işimiz olsun” diyerek, tası tarağı toplayıp, 2015 temmuzunda Cunda’ya yerleşmişler. Ne iyi de etmişler ki, Ege Bahçesi gibi bir mekan ortaya çıkmış.
Ege Bahçesi’nin adı çiftin Ege sevdalı olmalarından ve oğulları Ege’ye olan sevgilerinden geliyor. Bu butik satış noktasında, ne yapay sera işi bir ürün, ne gdo’lu bir yiyecek, ne de glukozlu bir tat bulamazsınız. Her ürün topraktan, dalından, doğadan.
Tarhanadan, erişteye, salçadan, turşuya, hatta sirkeye kadar, ballı, pekmezli, reçelli, yumurtalı, peynirli, elbette zeytinli, ekşi mayalı ekmeğinden tutun da, bazlamaya, böreğe, çöreğe, bakliyata, sebze ve meyveye dek, kısaca aklınıza yiyeceğe dair ne geliyorsa, bulabiliyorsunuz. Altınova’da 200m2’lik bir modern imalathane ve satış noktası, Alibey (Cunda) Adasında da butik bir satış noktasına sahip Ege Bahçesi, çoktan Cunda Adası’nın nezih butik otellerinin de tercihi olmuş bile. Kahvaltılarında da, mutfaklarında da Ege Bahçesi ürünleri kullanılıyor.
Sağlıklı, lezzetli, katkısız, el ve ev yapımı doğal ürünleri www.egebahcesi.com adresinden temin edebilirsiniz.Cunda’ya yolunuz düşerse, listeye alın ve muhakkak uğrayın derim.
Merhabalar, Bugün size başka bir mekan yerine bir tarif paylaşmak istiyorum. Bu hafta içi Özyeğin Üniversitesi Le Cordon Bleu yerleşkesinde gerçekleşen bir workshop' a davet edildim. Değerli Fransız Chef Richard Vacher' in önderliğinde gerçekleşen eğitimde Ganaj Kremalı Baharatlı Armut Dacquoise (dakuaz) yaptık. Bunu okuyunca kulağa ismi ne kadar uzun ve ne kadar karmaşık gözüküyor. Evet, farkındayım. Her ne kadar zor gözükse de aslında değil. Biz de kendi mutfağımızda bu tarifi kolay bir şekilde yapabiliriz. Gelin öncelikle Dacquoise (Dakuaz) nedir ? onu anlatayım. Ana vatanı Fransa olan Dacquoise için içi toz bademli süngerimsi dokuya sahip pandispanya çeşidi de diyebiliriz. Yapısı ve içeriği itibari ile makarona çok benziyor. Ancak eteklendi mi, eteklenmedi mi derdi, stresi yok! "Ay yapabildim mi acaba ?" endişesi taşımıyor.
O bir Gastronomi Eğitmeni, Yemek Yazarı, Chef, İştetmeci...
Elinden ve dilinden lezzet akan, pozitif bakışın abidesi, Özlem Mekik'in tarfilerinin tiryakisi olacaksınız!