Sizden Gelen Tarifler
Siz de kendi tariflerinizi gönderin, isminiz ile birlikte sitemizde yayınlayalım.
Pandemi süreci öncesi herkesin aklında, ağzında küçük bir cafe açma isteği duyardık.
Pandemi sonrası ise bu istek tamamen Ege'de bir yere yerleşmek, organik tarım yapmak yani kısacası kaostan çıkmaya çalışma gayretine döndü. Bunun en bariz sebeplerinden biri kendi kendimize yetebileceğimizi görmemiz diğeri ise özgürlüğümüzü elimize alma isteği aslında. Bu süreç bizden çok şey götürdü belki ama bir yandan da bize sayısız farkındalık kazandırdı. Ekmek yapmayı öğrenler, yoğurt mayalayanlar, bir entrüman çalmaya başlayanlar, her gün konuşuya çıkanlar.
Bunları neden daha önce yapmadık peki? Neden denemedik bile? Çünkü insanoğlu bir adım ilerleyebilmek için her zaman konfor alanından çıkmalı. İstanbul'da bunu niye yapamıyoruza gelirsek bunun en büyük sebepleri şehirin bizden hızlı ilerlemesi ve kaosa kendimizi bırakmamız. İşten eve gelince televizyon izleyerek günü kapatan kitle ile koşuya çıkan kitle arasında bir uçurum olduğu aşikar. Bu yüzdendir ki Ege'de her hangi bir il seyehatimizde insanların hareketleri yavaşmış gibi hissediyoruz. Acaba biz gereksiz hızlı olabilir miyiz? Sanırım hepimiz artık biraz durmak istiyoruz. Yaşadığımızın farkına varmak ve anı yakalamak. Bir taksicinin anlattığı bir hikayenin hatırladığım kadarını sizinle paylaşmak istiyorum.
Eski zamanların birinde bir adam hayatın anlamının ne olduğuna takmış kafayı.
Bulduğu hiçbir cevap ona yeterli gelmemiş ve başkalarına sormaya karar vermiş.
Ama aldığı cevaplarda ona yetmemiş. Fakat mutlaka bir cevabı olmalı diyormuş.
Ve dolaşıp herkese bunu sormaya karar vermiş.
Köy, kasaba, ülke dolaşmış; bu arada zaman da durmuyor tabii ki .
Tam umudunu yitirmişken bir köyde konuştuğu insanlar ona,
– Şu karşıki dağları görüyor musun, orada bir tapınakta yaşayan yaşlı bir bilge var. İstersen ona git belki o sana aradığın cevabı verebilir, demişler.
Çok zorlu bir yolculuk sonunda bilgenin yaşadığı tapınağa ulaşmış adam. Kapıdan içeri girmiş ve bilgeye hayatın anlamının ne olduğunu sormuş.
Bilge “Sana bunun cevabını söylerim ama önce bir sınavdan geçmen gerekiyor.” demiş. Adam kabul etmiş.
Bilge bir çay kaşığı vermiş adamın eline ve içine de silme bir şekilde zeytinyağı doldurmuş. “Şimdi çık ve bahçede bir tur at tekrar buraya gel. Yalnız dikkat et kaşıktaki zeytinyağı eksilmesin; eğer bir damla eksilirse kaybedersin.”
Adam gözü çay kaşığında bahçeyi turlayıp gelmiş. Bilge bakmış, “Evet,” demiş “Kaşıkta yağ eksilmemiş. Peki bahçe nasıldı?”
Adam şaşkın:
– Ama, demiş. Ben kaşıktan başka bir yere bakmadım ki …
“Şimdi tekrar bahçeyi dolaşıyorsun kaşık yine elinde olacak ama, bahçeyi izleyerek gel.” demiş bilge…
Adam tekrar bahçeye çıkmış, gördüğü güzellikler büyülemiş, muhteşem bir bahçedeymiş çünkü…
Geri geldiğinde bilge, adama bahçe nasıldı diye sormuş…
Adam gördüğü güzellikler karşısında büyülendiğini anlatmış.
Bilge gülümseyerek ,”Ama kaşıkta hiç yağ kalmamış.” demiş ve eklemiş:
-“Hayat senin bakışınla anlam kazanır ya sadece bir noktayı görürsün, hayatın akıp gider sen farkına varamazsın.
Yada görebileceğin tüm güzelliklerin tam ortasında hayatı yaşarsın akıp giden zamanın anlam kazanır. Hayatının anlamı senin bakışlarında gizli.”
Bakış açınızı değiştirmeye hazır mısınız?
Alanya mutfağında davet sofralarının baş tacı yemeklerimizden biri ile başlayalım. Laba koyun keçi gibi küçük baş hayvanların kaburga kemikleri ile leğen kemikleri arasında sağlı, sollu bölge ile omurga kemikleri ile sınırlı olan boşluk alandır. Alanya da yerel ölçekte mevcut kasaplarımız sipariş üzerine Laba yı hazırlar ve teslim eder. Bir labalık hazırlayıver diyerek başlayan serüven aynı sofrada lezzetli bir şölene dönüşür.
Sizlere İzmir'de Uşak Lezzetlerine yolculuğa çıkaracak çok özel bir mekan önerim var. 1957 Ulubey, Uşak yöresine ait birbirinden özel el açması ürünleri ile hizmet veren mekanın sahibesi Uşak' lı Sevgili Müzeyyen ve annesi kendileri birebir mutfaktalar. Hemen hemen herseyi açık mutfakta göz önününde tazecik hazırlıyorlar. Sadece kahvaltı olarak sınırlandırmak yanlış olur. Kahvaltının çok üstünde lezzetler, olabildiğince doyurucu...
Merhabalar sevgili lezzet dostları. Sizlere İzmir'de yeni açılan bir mekandan bahsetmek istiyorum. Doğal Yaşam Et Balık Restoran Sasalı Kent Ormanı karşısında, İzmir’ de her yaştan ve her kesimden insanın, özellikle çocuklu ailelerin ve de şehrin kalabalığından bıkmış sakinlik arayanların kaliteli zaman geçirebileceğiniz bir yer, Doğayla iç içe, kocaman bir alan üzerine kurulu, çocuk oyun parkları, çocuklar için at binme alanı, açık- kapalı oturma düzenleri ve bir konser sahnesine sahip.
ahane bir mekan tanıtmak istiyorum sizlere! Aslında kahvaltı benim için diğer öğünlerden çok daha önemli, çünkü ben kahvaltısız asla güne başlamam ve etmediğim sürece gün başlamış sayılmaz benim için. Bu yüzden de benim gibi düşünenler için kahvaltı yapılacak mekanlar çok önem taşıyor ama her mekanda da kahvaltı edilemiyor maalesef!İşte gönül rahatlığıyla kahvaltı edeceğiniz şahane bir mekan tavsiyesidir sakız reçeli_alaçatı! Kahvaltı 09:00 ile 17:00 saatleri arasında veriliyor. Kahvaltı dışında tercih edebileceğiniz farklı menü seçenekleri de var. Kahvaltı menüsüne baktığınızda ilk olarak değişik isimler dikkat çekiyor. Serpme Kahvaltı, Ego Tavan, Kritik Kahvaltı, Çekici Kadın Kahvaltısı.. Reçeller ev yapımı ve inanılmaz lezzetli. Özellikle de sakız reçeli nefis...
Meyhaneye yanında dostların varsa bir başka gidersin. Zira rakı yalnız içilmez. Uzun sohbetlerin, dertleşmelerin, keyiflenmelerin yeridir meyhane. Rakının en büyük mezesi muhabbettir, içtikçe insan keyiflenir ve güzel sohbetlere yönelir yani hem anlatır hem dinler.
Alaçatı denilen yer İzmir’in Çeşme ilçesine bağlı küçük bir Ege köyü. Rüzgarı bol olduğundan ilk sörfçüler keşfetmiş burayı. Ama bir süre sonra popilasyonu zirve yapınca turizmin ana gelir olduğu bir yere dönüşmüş. Gerçekten halk da durumu iyi kullanmış, evler, butik oteller, sokaklar, dükkanlar, meyhaneler vs doğal dokuyu bozmadan tatilcilerin hizmetine sunulmuş.
Yemek yemeyi karın doyurmaktan çok keyif olarak gören biriyim. Bu sebeple aslında alışveriş merkezlerinde hızlıca ve ayaküstü yenen yemekler tercihim değildir. Ancak Mavi bahçe alışveriş merkezinde bulunan The House Cafe Mavi bahçe bu önyargımı yıkan bir yer.
Günümüzde büyük ve kalabalık şehirlerde yaşayan insanlar buldukları her fırsatta yaşadıkları yerlerden fazla uzaklaşmadan keyifli vakit geçirebilecekleri,geniş,ferah,hijyenik ve lezzetli menülere sahip mekanlar arıyor. 3 katının her birinde ayrı konseptiyle gelen misafirlerine hizmet veriyor.
Yeni yerleş kefşetmek yeni lezzetler denemek büyük en büyük tutkum ♥️ Bu yerleri sizlerle tanıştırmak da tuzu biberi :)